İklim Değişti Buzul Çağı Kapıda
İnsan odaklı iklim değişikliğine çözüm yine insanoğlundan gelecek. Amerika Birleşik Devletleri’nin tüm engellemelerine rağmen, iklim değişikliği ile ilgili gerçeklerin tüm dünya tarafından kabul gördüğü bir gerçektir. Doğanın yapısının dünya ısınıyor oyunu üzerinde sürdürme gereği duyan ekonomileri nükleer santraller üzerine kurulu devletler, esas gerçeği yine saklama ihtiyacı duyuyorlar. Bu gerçek son Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği konferansında açıklandı. Kopenhag merkezli 192 devlet başkanının katılım yaptığı toplantıda gerçek tehdidin, ısınmasını tamamlayan dünyanın buzul çağına geri döneceği yönündeydi.
İklim Değişikliği Ne Demek?
İçinde bulunduğumuz yüzyıl itibariyle dünyanın ısı seviyesinin artış göstermesidir. Araştırmacı bilim adamlarının, doğanın yapısının jeolojik gereksinimlerini yerine getirememe durumuna düştüğünü ve artık geri dönüşümün imkânsız olduğunu belirtmeleri, ısı duyarlılığını tamamlamaya başlayan dünyanın yeni bilgiler ışığında Buzul Çağ’a geri dönmeye başlayacağıdır.
İklim değişikliğinin en büyük etkenlerinden sera gazlarının dünyaya salınım değerlerine karşı çıkan devletler yeni gerçekler karşısında Kopenhag toplantılarında adeta şok oldular. Metan, karbondioksit ve azotoksit gazlarını, modern endüstrilerinde ve tarımda kullanan ülkeler Kyoto Protokolünü imzalamamış ve çıkan değerlere karşı çıkmışlardı. Aradan geçen 15 yılda değerlerin geri dönüşüm rakamlarını aşması üzerine ekonomilerinden binde 5 oranında fon ayırmayı bile kabul ettiler. Geçen bu süre zarfında dünyanın ısınmasıyla kabul gören iklim değişikliği, şimdiki tanımlamalarla buzul çağa dönüşüm yapmaya başlaması artık belirli gazları büyük oranda atmosfere bırakan ülkeleri bile tedirgin etmeye başladı. Son 50 yılık ısınma sürecine giren dünyada, sıcaklıklar 6 santigrat derece artacak ve çıkışını tamamlayarak soğuma dönemine girecek. Dünyanın normale dönmesinin bugün alınan tedbirlerle yüzyıllar sürmesi demek, birçok kıtanın yaşanamayacak konuma gelmesi anlamını taşıyor. Ayrıca deniz seviyesinin ortalama 8 metre yükselmesi ihtimalini de değerlendiren bilim adamları, dünyada nüfus çoğunluğu bakımından (yaşanan alan) yüzde 26’sının da sular altında kalmasını öngörüyorlar.
Günümüzde yaşanan sert hava olaylarının daha da büyük alanlara yayılması beklenirken, iç bölgeler tamamen kuraklık riski altına girecek. Deniz sahalarında yağış miktarının toprağın emiş gücünün üstünde beklenmesi de birçok deniz havzasının suların altında kalmasını sağlayacak. Farklılık gösterecek hava sıcaklıklarının insanoğlunun anatomik yapısını da değiştirmesi, beklenen diğer öngörüler arasındadır.
Göçmen hayat yaşayan birçok hayvan türü yok olacak. Yeni dünya yapısına ayak uyduramayan bir çok bitki kendini yok edecek. Yeni birçok kitlesel hastalığın oluşması beklenirken, bu hastalıklar insanın kitlesel imhasını sağlayacak.
Son Yorumlar